Allahım çok korkuyorum :P

Almanya'da korkuyorum ben. Kendime yeni yeni korkular geliştirdim. Yalnız olduğumdan mıdır nedir, sürekli bir korku halindeyim. İşte korkularım. İyi eğlenceler :)

- Orta yaş ve üstü kadınlardan çok korkuyorum. Şimdiye kadar herhangi kötü bir deneyim yaşamadım, yaşamamak için de elimden geleni yapıyorum. Biraz size bu kadınlardan bahsedeyim. Genelde korktuklarım çalışanlar oluyor. Bizdeki gibi giyim mağazalarında, marketlerde, restoranlarda gençler çalışmıyor, bu kadınlar çalışıyor. Genelde 80'lerden kalma saç modeli ve saçları var. Annemize filan benzemiyorlar. Ve tabi ki hiç modern giyinmiyorlar. Bir gün azar yiyeceğim diye çok korkuyorum. Giyinme kabinine giriyorum örneğin. Denediklerimi asla orada bırakmıyorum, hatta kabin dışındaki askılara da asmıyorum. Gidiyorum, kat yerlerinden katlıyorum, aldığım yere güzelce yerleştiriyorum. Yeter ki beni azarlamasınlar. Allahım nolur !!

- Gece sokakta tilki gördük. Evet yanlış duymadınız tilki. Dağdan inmiştir diyeceksiniz. Yok burada dağ da yok, park bahçe var. Peki bu hayvan gündüz nerede?! Park bahçede. Ve öyle gecenin bir yarısı salına salına dolaşıyor, insanlardan korktuğunu hiç sanmıyorum. Aslında uzaktan bakmak bu hayvana gayet sevimliydi. Yalnız değildim o sırada. Ama her gece yalnız eve dönerken filan aklıma bu hayvan geliyor. Bir de yurda giden arka bir yol daha var. Bazen tramvaydan inince burayı kullanıyorum. Bu yolun bir yanı ağaçlık. Sürekli hışır hışır bir sesler. Tilkiyi de gördükten sonra Shyamalan'ın filmlerindeki gibi bir yaratığın çalıların ağaçların arasından atlamasında çok korkuyorum. Allahım bana akıl sağlığı ver. Amin!!

- Punklardan korkuyorum. Yaw punk modası geçmedi mi? Bu adamlar ne diye saçlarını boyar, diker, tuhaf giyinir anlamıyorum. Gothik diye de bi şey var, bunlar da siyah giyiniyor tamamen. Ama ikisi aynı şey mi anlamadım: punk ve gothik. Aynı da olabilir, farklı da olabilir. Neyse gayet korkutucu olduklarını söyleyebilirim. Bir gece tramvayda geliyoruz Gökhan'la (Erasmus yoldaşım). Bunlar bindi. Allahım nasıl tırstım. Hele birinin yüzü ve gözü beyazdı. Yani böyle bir şeyle karşılaşınca gecenin bir yarısı naparsınız?? Gökhan da tutturdu, fotoğraflarını çekicem diye. Öyle uzakta değiller, dibimizde. Allahının seversen çekme diye yalvardım ama fayda etmedi. Çekti telefondan çaktırmadan. Neyse atlattık. Meğersi o gece gothik gecesiymiş, hepsi sokaktaymış, partideymiş filan. Neyse ben bu tarzı pek anlamadım. Yaw bunlar kedi de kesiyorlar mı, yani var mı satanistlikle bi ilgisi bu gotikliğin? Neyse ki burda hiç sokak kedisi yok. Yarabbi şükür!!

- Bir şeyi yanlış yapmaktan korkuyorum. Yani bunu anlatmak zor biraz. Ne bileyim yanlış soru sormaktan, tuhaf soru sormaktan filan. Mağazada bir şey düşürmekten. Yapmamam gereken bir şeyi yapmaktan. Ne bileyim bir sürü şey sayabilirim bu maddenin altına. Her yeni yapacağım bir şey beni heyecanlandırıyor, acaba becerebilecek miyim diyorum :PP

Bir gün yüzmeye gidiyim dedim örneğin. Kimseyi bulamadım görevli. En sonunda hizmetli gibi biri vardı, ona sordum büro nerde filan diye, üyelik şartlarını öğreniyim dedi. "Büroyu napıcaksın dedi" Nasıl yani?? Sorucam dedim. Bugün kapalıyız, açık olan zamanda gel dedi (Bu açılış saatlerini komikliğinden bahsetmiştim) Sonra tekrar gittim. Bu hizmetli var yine. Başka kimse yok havuzda!! Nasıl üye olunuyor dedim, aylık mı nedir dedim. Sen ne kadar istiyorsan o kadar ne bileyim filan dedi. Bir de lanet bir kadın. Meğersi havuza isteyen gidiyormuş, parasını verip giriyormuş, öyle üyelik felan yok yani. Nasıl küçük olduğunu, içinde en az 30 kişinin yüzmeye çalıştığını söylemeden geçemeyeceğim. Bone ve duş zorunluluğu yok. Hastalık kapmaktan korktum, 20 dakka sonra kendimi dışarı attım.

Mensa (yemekhane) kartları var manyetik. İçine para dolduruyosunuz, yemek aldıktan sonra okutuyorsunuz. Ben kartı okutucuya her zaman düzgün yerleştirmeye çalışıyorum. Halbuki nasıl yerleştirirsen yerleştir, okunuyor :)) Kasiyerin biri en sonunda "ön arka ters fark etmez" dedi, gülerek. Neyse ki herkes çok anlayışlı. Yarabbi şükür!! Mensa'da elimdeki tepsiyi yere düşürmekten korktuğumu da ayrıca eklemeliyim :PP

Şimdilik aklıma bunlar geliyor. Ben korktukça yazarım :P Siz takip edin.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Islak Kedim,

Sen korkma benim elim buralardan sana yetişir. Heleki sana olan sevgim kalbini dolduracağı için korkuya yer kalmaz .
Seni çok seviyorum
Emin

Yorum Gönder