Leipzig günlüğüm başlıyor

Aslında yazma konusunda çok isteksiz olduğumu söyleyebilirim. İlk önce kendimden haberler vermek üzere kurdum bu blogu tabi ki. Hatta istanbuldayken yazdım. Ama buraya gelince elim bir türlü klavyeye gitmedi. Şimdi canım Gülşah'ımın hatırlatmasıyla Leipzig'teki ilk sayfayı açıyorum.

08.09.2009
Leipzig, Berlin'in kuzeyinde, Berlin'e trenle bir saat uzaklıkta bir şehir. Bizim Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçmemizden daha kısa sürüyor demeyin, trenler müthiş hızlı. Bizdeki hızlı trene hiç binmedim ama Ankara'nın 5,5 saat sürdüğünü biliyorum. Komik yani.

Leipzig'e İstanbul'dan direkt uçuş yok. Sadece Antalya'dan Pegasus'un var. Biz de Berlin'e uçtuk. Biz Emin ve ben oluyoruz. Dil ve oryantasyon kursu başlamadan bir hafta birlikte tatil yapacaktık.

Berlin Tegel havalimanına indik. Havalimanı gerçekten küçük mü, yoksa indiğimiz yer küçük bir bölümü mü gerçekten anlamadım. İndiğimiz yerde yerdeyse hiçbir şey yoktu. Pasaport kontrolü benim için çok rahattı da Emin biraz soru yağmuruna tutuldu.

Niyetimiz araba kiralayıp Leipzig'e gitmek. Araç kiralamak için tüm şirketlerin olduğu başka bir yer var hemen havalimanının yanında, oraya gittik. Ne yazık ki hiç kimsenin elinde hiç araç yoktu. Tek çare tren istasyonuna gitmek. Taksiye atladık hemen, taksici tabi ki Türk. Bizi Berlin Hauptbahnhof'a bıraktı. Tren istasyonu, havalimanından daha büyük :P

Sırada bilet almak var. Bilet alacağımız büroyu bulana kadar biraz zorlandık. Sonunda bulduk. Evet biletleri alıyorum, ilk Almanca cümlem: "BURADA BİLET SATILIYOR MU?" Kadın bana gülerek "Tabi ki, kesinlikle bilet satıyoruz" diye cevap verdi. Neredeyse hiç Almanca hatırlamıyorum ama kadının her dediğini anladım ve derdimi de anlattım. Birinci sınıf iki bilet 138 Euro tuttu. Emin Bey, Osmanlı şehzadesi olduğu için birinci sınıfta seyahat etmeyi tercih ediyor. :) İkinci sınıf bilet de çok ucuz değil tabi. Trenin burada çok pahalı olduğunu söylemeliyim. Duyduğuma göre Avrupa'nın en pahalı tren şirketi Deutsche Bahn'mış. Ama hakkını vermek lazım. Raylar altından kayıyor sanki. Tek bir ses duymuyorsun. İnanılmaz konforlu ve rahat. Birinci sınıf olduğu için değil ha, ikinci sınıf da bir o kadar rahat :)

Ve Leipzig'e vardık. Tren istasyonundan iner inmez, ... karnım acıktı :) VE ne yaptım, McDonalds da yedim. :P

Neyse garın dışına çıktık, hemen rezervasyon yaptırdığımız oteli karşımızda gördük. Otelin şehrin merkezinde olduğunu biliyordum da, bu kadar iki adım olacağını tahmin etmemiştim. Bir de haritada her yer uzakmış gibi görünüyor. Aslında çok yakın.

Otele yerleştik. Yerleştikten sonra hemen odam için başvurdum. Çünkü görüşme saat ve günleri kısıtlı. Bugün başvuramazsam perşembeyi beklemek zorunda kalacağım. Öğrenci işleri, otelin olduğu sırada. Studentenwerk Leipzig. Burada öğrencilerin ihtiyacı olabilecek her şey var. İş bulma birimi bile var. İlk ayın kirasını ve depozitoyu yatırdım. Burdan Hausmeister'a (ev sahibesi gibi bir şey) gidip anahtarımı almak kalıyor sadece. Ama o kadar yorgunduk ki, gidemedik ve günü Leipzig merkezi dolaşarak kapattık.

odamın manzarası

0 yorum:

Yorum Gönder