Hanslar ve Helgalar

Şimdi bu Almanlar acayip güzel. Öyle sandığımız gibi koca göbekli Hans, elma yanaklı Helga durumu yok ortada. Yeni nesil de mi var bir şey, yoksa hep böylelerdi de, bizim Türkiye sahillerine hep orta yaş üstü nesil mi geldi pek anlayamadım.

En çirkin kızda bile var bir güzellik. Burun yapıları, gözleri, kaşları, ayrı bir güzel. Beyaz ten, renkli göz, sarı tonları saçlar. Her köşe başında kuaför olduğuna saşmamalı. Ben de dönmeden bir Alman usulü kestirmem lazım ama yok benzeyemem ki bu millete. Bir kere inanılmaz alımlılar, uzun boylular. O boya posa ne giysen yakışıyor. Çok güzel giyiniyorlar. Mağazalara girince dibim düşüyor. İstanbul'da yok böyle kıyafetler. Zaten İstanbul gençleri göstermelik giyiniyor. Buradakiler kendileri için giyiniyor. Rahatlar her şeyden önce. Minicik etekleri kış vakti geçirip, bir de üstüne bisiklet sürüyorlar. Topukluyla bisiklet sürülür mü mesala, oluyor işte. İstanbul'da arabayı üstüne üstüne sürer, çiğnerler valla adamı. O topuklu çizmelerin içine hem incecik bacaklar, hem kot pantolanları nasıl sığdırıyorlar hiç anlamıyorum. Benim bacakların alt tarafı onların iki katı olduğu için, çizme bile zor giyiyorum. İspanyol paça biz koca butlu İspanyol ve Türk kadınları için keşfedilmiş zaten :D

Erkekler desen, Alman erkeklerin yanında Brad Pitt halt etmiş!!! Özellikle dikkatimi çekti, herkes saçını kız gibi kestiriyor. Önler uzun, arkalar kısa. Çok yakışıyor onlara. Bazen bakıyorum, kendimi film setinde, podyumda filan zannediyorum. Yanına gidip fotoğraf çektirsem, fotoğrafı da yüklesem Facebook'a "Alman film yıldızıyla fotoğraf çektirdim" diye kandırabilirim herkesi. O kadar!! Neyse bakmadığım için zati, fazla da yazacak bir şey yok bu konuda :PPP

Almanlar güzelliklerinin yanında çalışkanlar da!! Allahın her günü kütüphane dolu olur mu? Oluyor! İlk kez geçen Pazar günü gideyim dedim, şöyle yayıla yayıla çalışırım, giren çıkandan dikkatim dağılmaz. Yok yine dolu, yine. Neredeyse yer bulamayacağım öyle yani. Ama bu eğitim sistemi yavrucakları mahvediyor. Her derse bir sunum hazırlıyorlar, bizim yüksek lisansta yaptığımızı onlar lisansta yapıyorlar. Kütüphaneye gidiyorum, her biri kendisini çalışmaya gömmüş. Motive ederler beni ne güzel diyorum, ama dikkatim dağılıyor elimde değil. Ne çalışırlar, hangi kitapları okuyorlar, aaa bak yanında termosla çay getiriyor ben de mi getirsem, ayakkabıları çıkarıp şu kanepeye ben de mi yayılsam, şu kızın şalı da pek güzelmiş, o hırkadan ben de mi alsam durumu var sürekli bende... Hele şu WLAN'ı bilgisayara kurdurdum kurduralı sürekli bir mail ve Facebook, Farmville kontrol etme durumu başladı, çok fena. O değil, birine yakalanıcam, çalışkan ve güzeller güzeli Alman gençliğine rezil olucam!! Zaten buraya geldim geleli kafam büyüdü sanki, esmerleştim mi ne? Yakında kütüphanede hem güzel hem akıllı ayağına göbeğimi içeri çekerek dolaşıcam!!! Ya da Pedro Almadovar'ın gelip beni keşfetmesini beklemeye devam etcem!!

0 yorum:

Yorum Gönder