Sonbahar ve ders çalışmak




Hayatımda bu kadar güzel sonbahar görmedim. Yaprakların ağaçlardan bu kadar güzel düşüşüne şahit olmadım. Yerlerin bu kadar sapsarı oluşuna... Bazı günler dışarı çıktığımda nefesim kesildi. Öyle ormanda filan değilim. Yurdun önü bile çok güzel.

Hafta sonu Jirka burdaydı. Çekya'dan arkadaşım. Kız arkadaşı Annika, Jirka ve ben bisiklet gezisine çıktık. Pazar hava çok güzeldi. Kanal boyunca bisiklet sürdük. Kanal Cafe'de mola verdik. Ormanda bisiklet sürdük. Küçük gölün kenarında ördekleri seyrettim. Keşke dedim, keşke fotoğraf makinemi yanıma alsaydım. Bir daha hayatım boyunca göremeyebilirim. Bir daha Almanya'da sonbahara şahit olamayabilirim. Dolayısıyla buraya fotoğraf da yükleyemeyeceğim. Ve sizi bu muhteşem görüntülerden yoksun bırakacağım. Ama Cumartesi günü fotoğraf makinemle bu kez gezmeyi planlıyorum. Umarım, umarım sonbaharı kaçırmamışımdır. Çünkü artık ağaçlar yavaş yavaş çıplak olmaya başladı. Tek bir yaprak kalmadı. Yaz boyunca yaprakların arkasına gizlenen ayrıntılar şimdi ortaya çıktı. Bakalım kış nasıl olacak, merak ediyorum...



Son bir ay sonbaharın mahmurluğuyla verimsiz geçirdim. Tezim konusunda kendimde çok daha fazla bir ilerleme bekliyordum ama pek başarılı olamadım. Bahaneler üretip durdum. Bilgisayarı kütüphaneye götürürsem daha rahat çalışabilirdim. Ama ilk önce mouse'um yoktu. Mouse'suz çalışılır mı hiç canım, imkanı yok!!!! Sonra kütüphanede ya tuvaletim gelirse, ya kahve içmek istersem napcam dedim, her seferinde bilgisayarı toparlayıp götüreceğim, sonra geri mi geleceğim. Bunun da çaresi çok kısa zamanda bulundu. Bilgisayar kilidi aldım. Bu çelikten bir kordon, masaya dolayıp bilgisayara takıyorsunuz. Türkiye'de hiç görmedim. İsteyen varsa getirebilirim. (10 euro :)) Ama yine de uzun süreli gidişlerde, yemeğe giderken örneğin bilgisayarı yanıma alıyorum. Nolur nolmaz. Sonra Üniversitenin kablosuz ağına bağlı değildim. İnternet olmadan da çalışılmaz!!! Mümkünatı yok!!! Onu da hallettim. Abilere götürdüm bilgisayarı, bir güzel kurdurdum WLAN'ı. Defter, kalem, silgi, çok önceden alındı zaten. Artık çalışmamak için hiçbir bahanem kalmadı.

Şimdi her gün bilgisayarım, defterim, kalemim, internetim kütüphanenin yolunu tutuyorum. Öyle oturuyoruz hep birlikte!!!

Yine de planlarımın gerisinde değilim. Tez öneri raporunu tamamlayıp hocama gönderdim. Sonra kendisinden çok motive edici bir mail aldım. Leb demeden leblebiyi anlamışım. Bir de ben ne anladığım anlasam. Şimdi kendisinden geri dönüş bekliyoruz. Bilgisayarım ve ben!! Yok bu arada boş oturmuyorum, ben yine okumaya devam ediyorum. En azından günde 1-2 sayfa okursam 4 ayda bu tezi yarılayabilir miyim?? Türkçe kitap olsaydı keşke, günde en az 10 sayfa okurdum!!!! 10 sayfa vay be! En az 10 katı!

Neyse, gerçekten çok geride değilim sanırım. En azından birkaç hafta sonu çalışırsam planıma yetişebilirim.

Bu hafta sonu!! Yok bu hafta sonu değil de, ondan sonraki hafta sonu olsa? Olmaz mı? Malum sonbahar, tadını çıkarıyorum...

0 yorum:

Yorum Gönder