Madrid...



Yine bir gece yolculugundan sonra trenden indim. Tren hic kalabalik degildi. Bu kez koltuklu vagondayim. Bardan dondukten sonra uyuyayim dedim, iki yasli dede ingilizce surekli konusuyorlar, ustelik benim yanimdaki koltukta oturuyorlar. Artik boyle sosyalizm filan agir konulara girdiler, sadece onlarin sesi duyuluyor vagonda, ya dedim biraz sessiz konusur musunuz, kulak tikacimla bile duyuyorum sizi. Pardon filan dediler ama devam ettiler. Yine dayanamadim, lutfen ya gidin barda konusun ya da konusmayin, gece treni bu diye cikistim. Artik sustular, hatta biri ortadan kayboldu, bir daha gormedim. Yine de cok rahat uyuyamadim. Cunku tren hem Portekiz hem de Ispanya sinirinda iki kez durdu, Ricardo nun dedigine gore evrak isleri varmis. Ben hareket eden bir arac durdugunda uyuyamiyorum. Bu huy da Emin ile seyahatlerimizden kaldi. O ne zaman uyumak icin arabayi kenara cekse ben uyaniyorum. Neyse sabahi ettim bir sekilde, erken saatte Madrid e vardim.

Yine Madrid... Bavulumu hostele biraktim, sabah erken oldugu icin yatagi vermiyorlar. Sonra disari ciktim, Aygul ile bulustuk Sol de. O da benim gibi Ispanya seyahati yapiyor. Dedik Palacio Real e gidelim. Sanirim burasi kraliyet sarayi. Gittigim yerlere gidiyorum ama ne onceden bir arastirma ne okuma ne elimde rehber hic bi sey yok, oyle gidiyorum. Boyle daha hosuma gidiyor. Neyse merak ediyorsaniz bir wikipedia yapin artik. Bir gittik anaammm sarayin onunde bir kuyruk var ki sormayin. Kuyrugun sonunu zor bulduk. Madrid te kalacagimiz iki gun Ispanyada tatil. Dolayisiyla her yer kalabalik. Uzun kuyrugun sebebi bu. Ya biz resmi tatilde hadi bir Topkapi yapalim diyor muyuz?? Ispanyollarin isi gucu yok iste, kimbilir kac sefer gordukleri Kraliyet Sarayini tekrar goruyorlar. Ve onlarin sayesinde kuyrukta tam 3 saat bekliyoruz. Iceri girdigimizde sarayin kapanmasina 1.5 saat vardi. Kostura kostura gezdim resmen. Onemli yerleri gorduk, saray odalarini gorduk. Fotograf cekmek yasak ama biz yine de cekiyoruz :PP Yakalanmadik ama yakalanirsak da aaa yasak miydi hay allah diyip salak turist ayagina yaticaz.

Palacio Real den sonra karnimiz cok acikti ve tekrar Sol e ciktik. Sol ana baba gunu. Yani Beyoglu nu bile bu kadar kalabalik gormedim hayatimda. Adim atilacak yer yok. Millet coluk cocuk gencler yaslilar herkes aksam gezmesinde. Yiyecek bir sey de bulamadik kendimizi Mc Donalds a attik.

Evet Mc Donalds! Ispanyaya gittin de bir ispanyol yemegi yiyemeden dondun mu salak misin diyebilirsiniz. Ama soylemislerdi de inanmamistim bu Ispanyol mutfaginda hicbir sey yok. Cesit cesit salamlar var, sandvic ekmeklerinin icinde onu yiyorlar, sanirim bulgur ve deniz urunleriyle yapilan paella lari var, tortilla de patato (yumurtali patates) bu kadar iste. Ispanyol arkadaslardan biri kalamar sandvic ye demisti, herhalde dedim ozel bir sey bu. Bildigimiz kizarmis kalamari ekmek icinde veriyorlar. Bir de unlu tapas lar var. Bu da bildigimiz meze. Bizde krali var.

Yemekten sonra kendimi hostele zor attim. Cok yoruldum gercekten. Gece yine cok iyi uyuyamadim. Cok guzel insanlarla tanisiyorsunuz da hostelin en kotu yani odaya surekli insanlar girip cikiyor. Gece gezmesinden gelen kizlar beni gecenin cesitli saatlerinde uyandirdilar boylece.

Ertesi gun kalktim, Madrid teki onemli yerleri dolasacagim. Bayagi bir gezdim. Neredeyse tum Madrid i bir bastan bir basa yurudum. Oyle buyuk bir sehir degil, turistik yerleri bir gunde bitiyor. Ogleden sonra bir baktim Prado muzesindeyim. Ucretsiz giris saatine daha uc saat var, 8 euro verip girsem mi yoksa beklesem mi diye tereddutteyken Aygul Thyseen muzesinden cikti, beklemeden birlikte girmeye karar verdik.

Prado muzesi gez gez bitmiyor. Hele su Isa tasvirleri artik icimi baydi. Thyseen de de bir suru vardi, burada da var. Isa dogdu, Isa oldu, Isa Meryemle bir suru birbirinin ayni tablolar. Sikintidan patliycaktim. Bir daha hayatim boyunca Isa gormek istemiyorum. Iyi ki yasakmis Islamda resim yapmak. Bir de Muhammed tablolari cekemezdim. Sonunu zor getirdim Prado nun. Oyle tablolar onunde fazla oyalanmadan tam 3.5 saatte bitirdik muzeyi. Goya ve Velazquez fena degildi. Bir daha omru billah muze gezmem herhalde. Zaten 19. yuzyilin sonlari. 20. yuzyil tablolari filan yeter bana, oncesini almiyim.




Ertesi gun sabah cok erken kalktim. Saat 7 de. Hem saati kurdum hem de Emin in uyandirma servisinden yararlandim. Saat daha yedi ve Madrid te hava hala karanlik. Cikip tren istasyonuna yuriycem ama korkuyorum. Zaten hostelden bir ciktim, ara sokak burasi, onumde kafasi duman bir cocuk kizin tekini takip ediyor. Adimlarimi yavaslattim iyice beni gormesin diye. Kiz neyse kendini bir apartmana atti ama sictim kesin bana saracak dedim. Son hizla yuruyerek kendimi ana caddeye attim ama hava hala karanlik. 8.30 da anca aydinlandi. Trenim 9 da. Granada ya...

0 yorum:

Yorum Gönder