Karl Marx İstanbul'a yola çıktı

Ben bu bisiklete ne ad koyacağımı bir türlü bilemedim. Dişi mi erkek mi onu da bilemedim. Kızım belledim ama bugün dedim madem üzerinde Karl Marx yazıyor, adı da Karl Marx olsun. Ya bisiklete niye ad koyuyorsam?!??

Neyse bugün Studentenwerk'in bir bisiklet tamircisi (Adres:Rossplatz) var. Öğrenciler oraya gelip, kendi tamirlerini kendisi yapıyor, para da ödemiyor. İşte biz de bugün Nijeryalı komşumla beraber oraya gittik. Görevli bir saat sonra gelin dedi. Bir saat bekledik, sonra gittik, dedi kendiniz yapıcaksınız. Haydaa dedik ama ne ile demonte edeceğimiz öğrendik, meğersi çekiç yetiyormuş, bizde vardı halbuki. Çekiçle pedalı çıkardık, direksiyonu çıkardık. Sonra yakında başka bir bisikletçi daha var, oraya gittik belki daha iyi bir karton buluruz diye. Gerçekten de cuk oturan bir karton vardı, aldık, eve dönüp paketledik. Komşu dedi, içine başka bir şeyler daha koyabilirsin. Dedim yorganımı koyayım, hem bisiklet içinde hareket etmemiş olur. Yorganı da koyduk, bantladık. Sonra Deutsche Post'un yolunu tuttuk.

Şimdi bu postanedeki hatunlar bana demişlerdi ki 20 kilo 45 euro, 20 kiloyu geçerse 19 euro. Maksimum boy da 1.5 metre. Bizimkinin boyu o kadar da yok. Ama bir gittik, kadın bunun boyutları uymuyor, alamayız. Nasıl uymuyor dedik, bal gibi uyuyor, bana verdiğiniz kağıtta öyle yazıyor. Yok öyle değilmiş efendim. Eni uzun gelmiş. 20 kiloyu da geçmemesi lazımmış, bizimkisi 21.6 kiloymuş alamazlarmış. Şimdi de ki di mi adam gibi, adam olan der yani, iki kiloyu çıkarın içinden, alalım. Boyutu yüzünden alamayız demeleri de yalan! Boyutu büyük olduğu için 20 euro fazladan vermek gerekiyor sadece. Yani karılar sorun çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar, çıkardık içinden 2.5 kilo, alın böyle dedik, bal gibi de aldılar. Bir de orası aynı zamanda DHL ofisi. DHL taa eve kadar servis yapıyor gerektiğinde. Bu memur karılarında bir afra tafra. Doldurulması için form veriyorlar, doğru düzgün anlatmıyorlar neresinin doldurulacağını. Neyse ki komşu Afrikalı olmasının da getirdiği rahatlıkla bu karıların asık suratını sallamadan her işimizi yaptırdı. Benim sinirden elim ayağım titredi. Gerçekten bu Almanların kıt beynine katlanamıyorum. Neyse sonunda gönderebildik. Umarım başka bir sorun çıkmaz.

Bavullarımı sonunda doldurdum. Ama tabi birçok eşyamı da burada bırakarak, bazılarını atarak. Yarın sabah Hausmeister gelecek, anahtarı teslim edeceğim, gidip depozitomu alacağım. Tren de öğlen kalkıyor işte. Bonn'a gidiyorum, teyzemin yanına. Köln'de biraz vakit geçireceğim. Planda bir hafta sonunu Amsterdam'da geçirmek var. Param yeterse Belçika'ya uzayacağım. Hedef Brugge, ama ne olur ne biter bilmiyorum. Hele bir buradan ayrılayım da artık.

Çok soğuk bir Leipzig yazısı oldu. Aslında hüzünlüyüm az biraz.

0 yorum:

Yorum Gönder