İlk Noel


Noel yaklaştı ya, okul bir hafta önceden, Cuma gününden itibaren tatil oldu. Dersini bitiren terk etmeye başladı Leipzig'i. Erasmus öğrencileri ülkelerine, burada evi olanlar evlerine. Zira öğrenci şehri burası, çoğunun evi burada bile değil. Herkes gitti. Leipzig'in merkezinde kurulan Weichnachtsmarkt kaldırıldı. Çeşit çeşit Noel hediyelikleri satanlar, glühwein'cılar, tatlıcılar, bratwurst'cular hepsi dün akşam toplandı. Böyle bir şaşırdım kaldım. Daha doya doya glühwein bile içememiştim. Hatta kuzucum Türkiye'ye gitmeden önce, Ebru ablacım nolur benim için bir glühwein iç de şu Noel'e özel glühwein bardaklarından al benim için nolur dedi. Onu bile yapmaya fırsat olmadı kuzucum, çok özür dilerim. :(( Ama senin için bir bardağım var kuzum, merak etme ;) Bir aydır cıvıl cıvıl olan Leipzig'in merkezinde şimdi kimsecikler yok. Yarından itibaren dükkanlar da kapanacak.

Ben de İspanya dönüşü, böyle herkesi gider görünce, dedim ben de mi gitsem acaba. Kendimi bayağı bir yalnız hissettim, İstanbul'u bir özledim bir özledim. Gitsem mi gitmesem diye bayağı bir düşündüm, hatta THY'den uçak bileti bile rezervasyonu yaptım. Bileti satın almaya 12 saat! Karar vermek için 12 saat! Sonra sabah kalktım, yurt dışında ilk Noel'in, belki de son. Bir daha Noel filan göremeyeceksin, tadını çıkarmaya bak, İstanbul bir yere kaçmıyor dedim kendi kendime. Hem her yer bembeyaz, ve kar yağmaya devam eder belki dedim. Ve kalmaya karar verdim.

Hani böyle filmlerde filan olur ya, Noel günü ağaçların altındaki hediyeler açılır, akşam yemekler yenir filan. Ay bir özendim bir özendim. Kendimi nerelere davet ettirsem napsam acaba diye oraya buraya mailler attım. Ama yok kimse artık buralarda, ne ses veren oldu, ne davet eden.

Dedim Noel günü kesin şu kiliseleri bir gez, dua et. Yani şimdi inanırım inanmam o ayrı bir mesele ama en azından bu güzel günde bir ışık doğar, belki çok daha güzel şeyler olur hayatımda dedim. Çünkü geçtiğimiz yıl çok güzel geçti benim için. Neredeyse istediğim her şey oldu. Şu metin yazarlığı dışında bir iş yapayım, müşteri yönetiyim dedim yaptım, farklı bir tecrübe edindim. Taa üniversite yıllarından beri istediğim yurt dışında yaşama isteğim gerçek oldu. Çok uzun yıllardır planladığım Brno seyahatini birden yapıverdim. Çözülmeyen meseleler birden çözülüverdi. Buraya geldim, dedim mis gibi olsun her şey, hiçbir şey aksi gitmesin, iyi bir oda arkadaşım olsun dedim, çok şükür her şey yolunda. Yani dedim daha ne isteyim ki. Sadece ve sadece nazara inanırım. O da iyi düşünce ve kötü düşünce ile ilgili. İyi düşünürsen olur, sen kötü düşünürsen başkaları da kötü düşünürse olmaz. Bu kadar işte. Bu yüzden dedim çok olumlu düşünmeliyim, kesin şükretmeliyim sahip olduklarıma. Ve belki de olacaklarıma... Şimdi yeni yıl için şu anda çok istediğim bir şey var. Kısaca adına "if" diyelim. Bu "if" de olsun istiyorum yeni yılda, başka bir şey istemiyorum. Lütfen tüm ama tüm olumlu düşüncelerinizi bana yönlendirin ve oluversin işte. İnsanoğluyuz işte, isteklerimiz bitmiyor hiçbir zaman...

Yarın Noel. Bugün rahip arkadaşımla buluştum. (Ya şimdi ben bu adamın ismini yazmıyorum, böyle yazmak daha hoşuma gidiyor, sanmayın ki küçümsüyorum, çok değerli bir insan kendisi) Sordu bana Noel'de napacaksın diye. Dedim dua edeceğim kilisede. Gerçekten mi dedi. Evet dedim, şükredeceğim. Ve kendisine "şükran duymayı" açıkladım kendimce. Ne Almanca, ne İngilizce ne de İspanyolcada var mı böyle bir kelime bilmiyorum. Ama işte teşekkür etmeliyiz dedim sahip olduklarımız için, ben de teşekkür edicem. Kendime, herkese, yukarıdakine... Gülümsedi bana, Ebru dedi bana çok önemli bir şey hatırlattın, "teşekkür ederim." Yani bunu kelimelere, yazıya dökmek o kadar zor ki. Böyle bir tuhaf oldum, o daha çok duygulandı ve dedi benim için çok önemli bu söylediklerin, cemaatime anlatacağım "teşekkür etmeyi". Ya şimdi siz okuyorsunuz, bir şey ifade etmiyor belki size ama ben acayip duygulandım.

Belki yılbaşı ağacımız yok. Noel günü açacağım tek hediye, Farmville ağacının altındaki paketler olacak. Belki bu geceyi paylaşacağımız dostlarımız yok yanımızda. Kurulu sofralarımız, yemeklerimiz... Ama Tanrı'nın, ya da Allahın ya da işte birinin evi var orada, oraya gidip şükredeceğiz birlikte. Sahip olduklarımız ve olacaklarımız için... Ve belki de Noel hediyem, Noel sabahı mail kutuma düşen "if"den bir mesaj olur... Kimbilir...

3 yorum:

Bilgi'ce dedi ki...

bnce dileğin olcak,az kaldı;)

Adsız dedi ki...

kuzucuğunun annesi olarak ben okuyorum günlüğünü ebrucum :)) çok doğal ve içten yazıyorsun hem de benim kuzumdan bahsediyorsun ya o kadar memnun oluyorum ki anlatamam....dilerim 2010 dileklerinin gerçekleşeceği bir yıl olur...öpüyorum sizi...

ebru dedi ki...

Canan teyzecim, çok teşekkür ederim.
İnsallah hepimizin dilekleri gerçek olsun.
Size de sağlıklı mutlu bir yıl dilerim.
Sevgiler,

Yorum Gönder